Ana içeriğe atla

Koca Aptal



  İnsan bir döngü içinde yaşar. Gece-gündüze, kış-bahara, çocuk büyüğe, doğum-ölüme dönüşür. Yaprak toprağa karışır, tekrar yemyeşil açabilmek için. Bu döngüde geçer yaşamı insanın; ölümü unutup, zamanın farkına varmaması için. 
  Zaman avucumuzdan hızla akan kum taneleri gibidir. Ve çoğumuzun avucunu kapatıp, zamanı durduracak mecali yok. Geçip giden çocukluğumuzu kaybediyoruz. En güzel zamanlarımız geçmişin tozlu raflarına saklanıyor. En masum yanımızı kaybederken avcumuzu kapatmayı akıl edemiyoruz. 
  Akıl edemediğimiz başka şeylerde oluyor elbette. Mesela kötü insanların okuduğumuz hikayelerde, izlediğimiz televizyon programlarında var olduklarını sanıyoruz. Ama büyümek bize hiç uzakta olmadıklarını gösteriyor. Çocuk aklımızla bir şeylerin geçeceğine inanırken bazı şeylerin hiç geçmediğine şahit oluyoruz. Döngü bize öğretiyor; yaralanarak büyürsün, yaralarını saramadan ölürsün. 
  Aslında büyümek hepimizde aynı olmuyor. Bazılarımızın sancılı oluyor yaşamı, zaten hepimizin değil bazılarımızın anılıyor adı. Hepimiz güzel değiliz mesela, hepimiz uzun boylu değil, hepimiz mavi gözlü de değil. Seçemediklerimiz var ve bir de seçimlerimiz. Ama iyi insan olmak en doğru seçimimiz.(Ben iyi insan olma çabasındayım daha, iyi insanım demek fazla iddialı olur bana.) Kimisi de kötü olmayı seçer. Döngü bunu gerektirir...
  Hayat bizi sürüklerken bir döngüde ne yapmamız gerektiğini düşünürüz. Varlığımı nasıl anlamlı hale getiririm diye düşünürüz. Hangi boşluğu doldurmamız gerektiği sorusu arayışa iter bizi. Kimimiz yazar mesela. Yazdığı için sözlerden oluşan iklimi olur. 
  Rüzgarı söz olur, yağmuru söz, ağlasa söz olur, gülse söz. Ağaçların yaprakları kelime, gölgesi kitap olur. Aptal olur kanar insanların iyi niyetine, sözleriyle kırılana dek. En çok kelimeler kırar yazan insanı, ağızdan çıkan ama kalbi kıran kelimeler. Çünkü döngü bunu gerektirir. Yazmak için yaralanman gerekir. Yazdıkça yaralanır; yaralandıkça yazarsın...
  Gülmen için ağlaman gerekir, başarmak için düşmen gerektiği gibi. Gülmenin değerini anlaman için gözyaşının acısını bilmen gerekir. Hayatın döngüsü değer bilmen için zıtlıkları sunar sana. 
  Hedefini bulman için kaybolman gerekir. Karanlıkta kalıp yolunu bulamayıncaya dek kaybolman gerekir. Sanki binlerce kapının eşiğinde kararsızca kalıp hangisinin doğru kapı olduğunu bilemeyinceye dek kaybolman gerekir. Kendini bulman ve hedefe gitmen için kaybolman gerekir. Ama sen ilk önce kendini bul, hedefe kendin olmadan gidemezsin çünkü...
  Ve bazen kusursuza yakın üzülürsün, kusursuza yakın mutlu olmak için... Çünkü döngü bunu ister.
  Aslında hayat bu döngüleri kim olduğuna karar vermen için sunar sana. Hayat asla kötü değildir. İnsanlar hayatı kötü hale getirir. Hayata suç atma yoluna taş koyan hep insanlar oldu. Aptal olma seni hep insanlar kırdı.
  Hayat sana döngüler sundu sadece, kim olacağına sen karar verdin. Gülmen gerekiyorsa gül, ağlayacaksan ağla, düş bir kere kalkacaksın nasıl olsa. Yaşa, bir şans daha verilmeyecek sana.
  Dünya hikayesinde aptal olan bir canlı tanıdım, kendine yenilen. Şimdi siz söyleyin kim bu "Koca Aptal"
  Ve lütfen "Yenilmeyin" çünkü bu kimsenin umrunda olmayacak...

A.Z.Yazar

(Ben mi bende sınırlarında geziniyorum işte...😉😉)

Yorumlar

  1. Alışılan yerlere yorumlar bırakılırken, bakir bir köşeye kimse uğramıyor. bilemiyorlar ki, onda en değerli manevi mücevher var. Büşra, dilerim e-maille takip butonun vardır. Buralar biraz vefasız. Yazın çok anlamlıydı. Ders alınması gereken bir yazı, ben şahsen alacağımı aldım. Yakınlarda yazmışsın ama yayınlarını kaçırıyorum demek ki. Şimdi eğer böyle bir yer varsa üye olacağım. Düşüncene, eline sağlık. Sevgiyle gözlerinden öperim yavrum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ece Abla sen bu yorumu yapınca bende abone ol butonunu ekleyim dedim oldu galiba :)) Yorumunda beni ne kadar mutlu ettin anlamam. Eğer böyle hisler uyandırıyorsa ne mutlu bana. Bu güzel yorumun için ben çok teşekkür ederim. Sevgiler benden :)))

      Sil
  2. Döngünün içerisinde yönümüzü doğru tayin edebilme dileğiyle diyelim o vakit.Güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah doğru tayin edebiliriz. Çok teşekkür ederim...:))

      Sil
  3. Nasıl da iyi geldi bu paylaşım şu an bana...çok güzel... teşekkür ederim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşte benim için en önemlisi de bu zaten. Ben teşekkür ederim bu güzel yorum için...:)))

      Sil
  4. Yazınızı sonuna kadar ilgiyle okudum yüreğinize sağlık, güzel bir deneme

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Ben yazdıklarıma "Denemeyi denemek" diyorum aslında. Daha yolun başında olunca ancak deneyebiliyoruz...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sosyal Medya Kabadayıları, Klavye Delikanlıları (!)

  İnsanlar konuşmayı çok seven varlıklardır. Konuşma kabiliyeti insana verilmiş, haliyle insan da son harfine kadar kullanır bunu. Düşünen varlık olarak yaratılan insan düşünmez ama. Konuşmaya gelince heheeyy mangalda kül bırakmaz. Yani insan her zaman olduğu gibi burada da işine gelen kısmı alır, geri kalanını halı altına süpürme yapar.   Şimdi her yere de ulaşmıyor mu elleri, iyice yandık. Geçiyor klavyenin başına, hiç tanımadığı insanlara yağdırıyor. Bazen terbiyesizleşiyor ama yazmak hakkı. Konuşacak illâki sesli olmasa da, zehriyle yakacak birinin canını.   Öyle adamlık, hanımefendilik, sözüm ona delikanlılık sığındığın bilgisayar ekranının arkasından olmuyor. Yüreği olan, insan olan yapmaz bunu. Neymiş efendim o fotoğrafı atabiliyorsa, bu yazıyı yazabiliyorsa, böyle de yorumu hakkedermiş. Saygı çerçevesinde her yorum, eleştiri kabuldür. Buna lafımız yok. Hiçbir zaman olmadıda. Ama yazık size. Hiç var olmamış gibi yaşayıp, hiç var olmamış gibi öleceksiniz.   İnsanların t

KALEMİM

  KALEMİM   Hani bazen sen yazmak istemezsin. Kalem gelir defterin başına. Öyle bir gün işte. Gün geceye dönmekte.   Kalem dans etmeye başlıyor bu vakitlerde. Ben izliyorum dansını. Nasıl minnettarım kalemime. Atlı bir asker gibi daima dik. Her an savaşa hazır.   Hiç bırakmıyor beni  sağ olsun. Oda giderse yaşayamam. Hayatla aramdaki ince bir bağ gibi. Hem kopmaya çok yakın. Hem de hiç kopmayacak  olan bir bağ.   Kimler bırakmadı ki, gitmedi ki ve geri gelmedi ki...Kalemim bırakmadı. "Yaz" dedi bana. Dağıt kelimelerini. Kokunu saç satırlara. Cümleleri bağır çağır boş kağıtlara. Oku yazılanları. Ve sen tamamla eksik kalanları.   Kalemim benim can damarım. Sanki var olma sebebim. Sanki Rabbim'de bana bunu vermiş.   Yolculuğa çıkmak gibi. Keşfetmek ve tanımak gibi. Anlamak yaşamın anlamını. Bilmiyorum ki. Bir sırrı bilmek gibi işte.   Ah bu hoyrat kalem nerelere götürdü beni. İçimdeki dehlizlere. Bilinmeyenlerime. Bilsem sanki kaybolacaklarıma.   Kalem, kalem

KIR ZİNCİRLERİNİ

Kır Zincirlerini Kır zincirlerini bu kez, Fazla cesur olmasan da olur. Anı yaşa, Sonuç hüsran olsa ne olur.

Ölüm

  ÖLÜM   Ölüme gideceğiz hepimiz, Dudaklarda kahkahalarla, Belki gözyaşlarıyla, Ya da son umutla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kimimiz koşar adımla, Kimimizin ölüm yokken aklında, Ya da ansızın olacak bazılarımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Genç yaşımızda, Yaşımızın geçtiği zamanlarda, Ya da yaşam sevincini taşırken her anımızda.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Kör bir kurşunla, Belki ölüm varken aklımızda, Ya da olmayacak intiharla.   Ölüme gideceğiz hepimiz, Geride kalanlarla, Ne olursa olsun yaşanmışlıklarla, Ve olamadığımız mutluluklarla.   Bırakacağız hayatı acısıyla, tatlısıyla, ölüme gideceğiz hepimiz, Ne olursa olsun, acı bir vedayla...                                                                                                        "Aşkı Zikreden Yazar"   (Bir küçük çocuğa yazıldı bu satırlar. Hiç yokken aklında ölümüne sebep oldular. Ve nicelerinin. İnsan kendi türünden çektiğini çekmedi kimsel

Gece Kalpte

GECE KALPTE   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gitmek ne zaman yüreğe vuruldu? Hoş geldin yabancı kalplere.   Sevmek nicedir insandan uzak, Okşamak sadece rüzgara kaldı.   Yalnızlık çoktur bizimle, Kalabalıklar çok sahte şimdilerde.   Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gece.   Gündüz mutluların kalbinde, Biz ise kalbe giydirdik gece.   Yağmur ıslatmıyor artık, Sahi, en son ne zaman sırılsıklamdık.   Gözler görmekten uzakta kaldı, Dinlemek yoruyor artık aklı.   Sorma, sorsan herkes haklı, Kalp paramparça, kan içinde, İçinde acı, içinde gece saklı.   Şair diyor ya zaten; Gündüze "İyi Geceler" oldu, O halde günaydın gecem, Günaydın, bu senin de gecen...                                            "Aşkı Zikreden Yazar"   (Hayat bazen geceye günaydın demeni ister. Zaten sadece gündüzleri denilecek diye zorunluluk yoktur. Bize böyle öğretti